Esneklik Kültürü

Esnekliğin bir tanımı, hızlı hareket etmek, ortaya çıkan fırsatlardan hızlı olarak yararlanmak, risklerden ise sakınmaktır. Bu bağlamda esneklik, değişime hızlı cevap vermek ve rekabetten geri kalmamak anlamına gelir. Esneklik örgütler özelinde değerlendirildiğinde, belli bir amaca ulaşabilmek için değişiklik yapmak, beklenmeyen değişikliklere sürekli olarak cevap vermek ve değişimin öngörülemeyen sonuçlarına uyum sağlayabilmek olarak tanımlanabilir (Nemli, 1998:79).

İşletmenin, yüksek tempolu çalışma koşullarında ya da karşılaşmış olduğu tehlikeler karşısında kendini yeniden yapılandırabilmesi, değişen durumlara ve yeniliklere ayak uydurulabilmesi (CANSO,2008: 4) ve değişimlere karşı direnç derecesi esneklik kültürü olarak tanımlanmaktadır. Esneklik kültürü ile işletmede görevli her bir çalışan süreçler ve davranışlar ile ilgili olarak kendini sorguya çekebilir ve bu sayede her düzeyde kendi kendini düzeltme imkânı oluşur (Joint Planning and Development Office [JPDO], 2008: 9). Reason değişikliğe uyum sağlamakta zorlanan ve direnen işletmelerin esneklik kültürünün eksik olduğunu belirtmektedir( Reason (1997: 218).

Örgütsel esneklik, değişen durumlara etkili bir şekilde uyum sağlama kültürüne sahip olma anlamına gelmektedir. Yüksek emniyet düzeyini gerektiren örgütler (hava trafik kontrol ve hava kuvvetleri) incelendiğinde bu örgütlerin karşılaştıkları operasyon güçlükleri iki yönlüdür (Reason,1997:214)

  • Karmaşık ve zorlu teknolojileri yöneterek örgütü zor duruma düşürecek hatta yok olmasına sebep olabilecek büyük başarısızlıklardan kaçınmak ve
  • Aynı zamanda, yoğun talep karşısında üretim kapasitesini sürdürebilmektir.

Yüksek emniyetli örgütlerin özellikleri şunlardır; bu örgütler büyük, içsel olarak dinamik ve yoğun olarak etkileşimlidir; her biri kayda değer bir zaman baskısı altında karmaşık ve titiz görevleri gerçekleştirir ve faaliyetlerini çok düşük bir hata oranıyla yerine getirirler. Örgütsel yapıları yüksek derecede bürokratik ve hiyerarşik olup; bu örgütler yüksek oranda test edilmiş standart işletme izleklerine dayanarak iş yapar. Ayrıca bu örgütlerin çalışanları bu izleklerin kullanımına ilişkin olarak yoğun bir şekilde eğitilmiştir. Normal durumlarda çalışanların tek yapması gereken şey bu izlekleri yerine getirmektir. Ancak esnek kültüre sahip örgütlerde iş temposu arttığında bürokratik ve hiyerarşik yapı değişmektedir. Karar verme yetkisi bir süreliğine üst düzey yöneticilerden işi yapan teknik beceriye sahip çalışanlara geçmektedir. İş temposu normale döndüğünde ise eski yapıya geri dönülmektedir (Reason,1997:215).

Esnek kültüre örnek olarak Ben Sliney’ın 11 Eylül 2001’de inisiyatif alarak Amerikan hava sahasındaki tüm uçakları yere indirme kararı verilebilir. 11 Eylül 2001 tarihinde teröristler New York’taki ikiz kulelere, Pentagon’a ve Washington’a saldırmak amacıyla dört tane yolcu uçağını kaçırmışlardı. Teröristler ilk üç saldırıyı gerçekleştirdiler fakat Washington’a saldırmayı planladıkları uçak yolcuları tarafından engellendi. Bu durumda kaç tane uçağın kaçırıldığı bilinmediğinden Amerikan hava sahasındaki 4000’den fazla uçak potansiyel risk oluşturmaktaydı. Federal Havacılık Dairesi’nde Ulusal Operasyonlar yöneticisi olarak çalışan Ben Sliney işindeki ilk gününde cesur ve daha önce eşi benzeri görülmemiş bir karar vererek ülke hava sahasındaki tüm uçakların yere inmesi talimatını verdi. Verdiği kararın cesur olarak nitelendirilmesinin sebebi üstündeki bürokratlardan herhangi bir talimat almaksızın tamamen kendi inisiyatifiyle bu kararı almış olmasıdır. Ben Sliney’in işteki ilk günü olmasına rağmen kendisinin 25 yıllık hava trafik kontrolörlüğü tecrübesi ve ayrıca New York TRACON’da (New York’taki havalimanlarının hava trafiğinden sorumlu olan kuruluş) yöneticilik tecrübesi olduğunu unutmamak gerekir (Wert, 2011).

Yapılan bir çalışma kapsamında katılımcılar esneklik kültürü bakımından genellikle geçmişten gelen alışkanlıklardan bahsetmişlerdir. Örneğin katılımcılarından K5 esneklik kültürüne ilişkin olarak “Geçmişten gelen alışkanlıkların devam ettirilmesi, yeniliklere adaptasyonda yaşanan zorluklar” ifadesini kullanmıştır. Bir diğer katılımcı olan K7 ise yine esneklik kültürüne ilişkin olarak “…sosyal çevremiz ve alışkanlıklarımız İSGYS’yi zorlaştıran veya kolaylaştıran etkenlerdir. Bu güne kadar hep böyle yaptık tabusunu hiçbir zaman yıkamamışımdır” ifadelerini kullanmıştır. Katılımcıların belirttiği gibi işletmelerde eğer esneklik kültürü yok ise geçmişten gelen alışkanlıklar devam ettirilecek

, İSG’ye ilişkin alınacak yeni önlemler önemsenmeyip geçmişte yapılanlar yapılmaya devam edilecek ve dolayısı ile İSGYS’ler başarı sağlayamayacaktır( Karakavuz,2015s.153).

Esneklik kültürü kamu kurumları veya aile şirketleri gibi örgüt yönetimlerinde bürokratik ve geleneksel yönetim kalıpları dışına çıkamayan veya sorumluluk alarak çıkma ihtimalini dahi gerçekleştiremeyen örgütler için çok yabancı bir ifade olarak değerlendirilmektedir. Bürokratik bir yapı incelendiğinde, kadro içi görevlendirmelerin çok net olarak belirlendiği bir örgütte sorumluluk alanlarının hangi durumlarda ve nereye kadar aşılabileceği de belirlenebilir. Böylece yapıda meydana gelecek olağanüstü durumlarda zaman kaybetmeksizin esneklik kültürü gereği yetki ve sorumluluk sahaları belirlenen ölçülerde aşılarak durum normalleşinceye kadar sürdürülebilir. Esneklik kültürünün bu etkinliği sayesinde beklenmeyen bir anda meydana gelebilecek acil durumlara karşı örgüt kendini savunma kabiliyetini gösterebilecektir. Devam edecek…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir